SIRADAN BİR GÜN

Sabah erken kalktım yine
Sevgi, Şefkat yerine yediğim tekmeyle
Koştum salona belimdeki sızıyla
Orda da aynı manzara
Benim gibi ağlayan beş kişi daha
Belli babam bu gün de formunda
Oturdum sofraya
Hıçkırık sesleriyle kahvaltıya
İki dilim bayat ekmek, ince kesim
Bir bardak çay, açık ve şekersiz
Sonra o altı kardeş yattığımız
Küçük ve soğuk odaya gittim
Yırtık pijamamı çıkartıp katladım
Delik pantolonumu,kısa kazağımı giydim
Başka seçeneğim yoktu zaten...
Sokak kapısının önünde duran
İnce mantom, yırtık ayakkabılarım
Ve iş malzemelerim. Herşey tamam
Hemen koyuldum yola, yürüdüm...
İşte yine aynı ışıklar ve dibinde
Bir elimde bez bir elimde su, ben!
Kırmızı ışık yanınca atlarım yola
Silerim arabaların camlarını

Kimi para verir kimi nasihat...
Akşama kadar çalıştım orada
Sonra okul dağıldı güle oynaya
Seyrettim onları içimden ağlaya ağlaya
Eve dönme zamanım geldi
Koyuldum yola cebimde üç kuruşla
Evde her zamanki gibi kavga dövüş
İki lokma yemek yedim o yorgunluğun üstüne

Tekme tokat yattım yatağa
Gözlerimi diktim tavana, uyumadan önce
Yine yalvarıyorum Tanrım sana
Ya kurtar beni burdan
Ya da bir daha uyandırma...
                         KİRLİ